Doğan güneşe ne kadar engel olabilir ki insan?
Ne kadar erteleyebilir şehadet parmağı gibi göğe yükselen cılız binalar, güneş ışıklarının göz bebeklerini öpmesini?
Hayatında yerim olsaydı, ne kadar mutlu edebilirdim ki seni?
Şafak vakti güneşin doğuşunu izleyen balıkçı gibiyim.
Ne kadar kuvvetli asılsa da küreklere, yetişemez güneşe balıkçı.
Ne kadar sevsem de seni, yetişemem ellerine.
Güneşin doğuşuna hayran hayran bakıp iç geçiren evsiz bir ayyaş gibi resimlerine bakıp dalarım.
Sen o kadar uzaksın bana.
Ben ise bir o kadar yakınım sana...
Göğüs kodesinin kemikten parmaklıklarının içinde şafak sayıyorum,
Yüreğinin beynine yolladığı her damla kan, duvara kazıdığım bir çentik,
Hiç bitmeyecek bu müebbet Ay tutulması belli, doğmayacaksın gecelerime artık.
Sen o kadar uzaksın bana.
Ben ise bir o kadar yakınım sana...
Yalnız hissettiğinde, elini kalbinin penceresinden dışarı uzat,
Gecenin soğuk karanlığını yırtıp atan ılık bir meltem tutacak elini.
Güneşe dokunacaksın...
04.09.2014
Özgür