26 Eylül 2012 Çarşamba

Nokta Nokta Bankası Mülakat Soruları

 
En baştan söyleyeyim cevaplar aşırı derece argo ve küfür içerir. Bu konuda sıkıntısı olanlar okumaya hiç başlamasın diye bir tavsiye verebilirim.
İş bu post bir bankanın açacağı personel alımı sınavına girmeye karar verdikten sonra yaptığım araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır. Sorular tamamen gerçektir ve 2008 yılı personel alımında yapılan mülakatta sorulmuş sorulardır. Tabi cevaplar o döneme ait değil çünkü o dönem ben bu sınava girmedim. Cevapları yeni yazdım. Ama normalde bu sorular böyle cevapları hak ediyor. Resmen işe girmek için kıçını yırtan adaylarla dalga geçmek için sorulmuş sorular bunlar.
Bir de banka ismi vermedim ki başımıza iş almayalım.
Neyse laf salatası yapmayayım iyi eğlenceler…
 
1 İç işleri bakanı kimdir? (İdris Naim Şahin)
2 Dış işleri bakanı kimdir? ( Ahmet Davutoğlu)
3 Ekonomiden sorumlu devlet bakanı kimdir? ( Ali Babacan)
4 Maliye bakanı kimdir?  (Mehmet Şimşek)
5… bankası şube sayısı ne kadardır? (Sallasan değiyor.)
6 Alacağın maaşı biliyor musun? ( Üçün biri olacağından eminim.)
7 Türkiye’de enflasyon oranı nedir?  ( 35 cm civarı diye düşünüyorum. Daha büyük de olabilir zira götümüz çok acıyor.)
8 Türkiye'de ekonomik büyüme ne kadardır? (Yok denecek kadar az. Yok yok aslında “denecek kadar az” kısmı fazla oldu.)
9 … bankası genel müdürü kimdir?  ( Valla ben değilim.)
10 Yönetim kurulu başkanı kimdir?  ( Bizim dayıoğlu.)
11 Spk başkanı kimdir? ( Spk başkanı Hüseyin Üzmez’dir. Ya kim olacağıdı?.)
12 Spk nedir?  (Sapıklar ve Pislikler Kurulu)
13 Merkez bankası başkanı kimdir?  ( Matild Manukyan. Valla merkez deyince orası geldi aklıma.)
14 Kara para nedir? (Ben en fazla kırmızı olanını gördüm. Kara olanı ne ola ki?)
15 Resesyon nedir? (Resepsiyon?)
16 Cari açık nedir? ( Götümüzdeki deliğin büyümesi, yerine göre ikinci, üçüncü veya daha fazla deliğin açılması demektir. Bir noktadan sonra çok havadar bir göte sahip oluyorsun serin serin yatıyorsun geceleri.)
17 Enflasyon ve deflasyon nedir? ( Enflasyonun canavarı var, deflasyonun kedisi var.)
18 İpotek nedir? ( Aha şimdi yarr… pardon boku yedin demektir.)
19 Hazine müsteşarı kimdir? ( Ortalıkta bir hazine olmadığı için müsteşarına da gerek kalmadı görevden alındı. Park ve Bahçeler Genel Müdürü şimdi.)
20 … bankası nereye bağlı? ( Hiçbir yere bağlı değil, ben baktım etrafına, bağlamayı unutmuşlar heralde.)
21 Mortgage nedir? ( S.kilmekten rengi değişmiş kıça MorGıç denir.)
22 … bankasının faiz oranları ne kadardır? ( Eve haciz getirecek kadar.)
23 … bankası nasıl bir bankadır? ( Tuttuğunu s.ken, tutamadığını diğer bankalara havale eden)
24 Türkiye’nin bankacılıkla ilgili en büyük sorunu nedir? ( Artık S.kecek daha fazla insan kalmamış olması. Hep aynı insanlar zevk vermiyordur tabi bir süre sonra.)
25 … bankası büyüme oranı nedir? (34 cm’den 35 cm’ye çıktı geçenlerde.)
26 …bankası öz kaynak karlılığı ve aktif karlılığı nedir?  ( Mal beyanı ortada her yerde boyutunu belirtmeye ne gerek var.)
27 … bankasının personel sayısı ve kaç noktada rakipsiz olduğunu belirtiniz?  (Bir sen, bir ben, bir de bebek. Bel ve boyun bölgelerinde rakipsiz bence çok güzel kulunç alıyor.)
28 Özelleştirme nedir? Üç örnek verin. ( İnsanları hep biz s.kmeyelim biraz da yabancılar s.ksin düşüncesiyle yapılan satış işlemleri. Bir nevi pezevenklik. Telekom’la Arap şeyini, Finansbank’la Yunan şeyini, Oyakbank’la Hollanda’lı şeyini denedik. Hepsi de çok zevk veriyor ama Türk şeyinin yerini tutmadı hiç birisi.)
29 Bankalar neden kurulmuştur? ( İnsanlar intihar etsin diye.)
30 Virman nedir? (Gazman’ın kız kardeşi. Süperman’ın sevgilisi.)
Havale nedir?  (Kredi kartı ekstresini gören insanın geçirdiği şey.)
Eft nedir? ( Elektronik Fön Transferi.)
31 Müteselsil sorumluluk nedir? (Yanılıp şaşıp bir açık verirse şirket hem çalışanı hem müşteriyi üst üste koyup s.kme işlemidir.)
32 Key nedir? (İngilizce Anahtar demektir. Evet tahmin ettiğin gibi götümüzün anahtarı.)
33 Sera nedir? (İnsanlar kaçmasın diye camdan bir kafese tıkıp orada s.kmektir.)
34 Topraksız tarım hakkında bildikleriniz nelerdir? ( Topraksız tarım şeysiz erkeğe benzer, ikisi de hiçbir işe yaramaz.)
35 … bankasının yıllık net karı ne kadardır? ( Kasıktan dize kadar)
36 … bankasının vizyonu ve misyonu nedir? ( Vizyonu teker teker bireyleri, misyonu toplu halde herkesi s.kmek)
37 Seni başka illere göndersek gider misin? ( Belki beni başka ilden buraya gönderdiler ne biliyon?)
38 Patron ve yönetici arasındaki fark nedir? ( Hiç bir fark yok ikisi de en alt seviye de çalışanı s.ker.)
39 Senin diğerlerinden farkın ne neden seni alalım? ( Kara Kaşım, Kara Gözüm, Koca Götüm)
40 Buğdayın ekim zamanı ekim şekli gübreleme zamanları kullanılan gübreler nelerdir?  ( Buğdayın ekim zamanı adı üstünde “Ekim” Zamanıdır. Avucunu buğday tohumuyla doldurup önceden sürülmüş toprağın üzerine atarsın. Suni gübreler ortalığı kasıp kavuruyor olsa da en doğal gübre boktur. Ama ne gerek var ki bu kadar bilgiye gdo her şeyi açıklar nasıl olsa.)
41 Ph nedir, değeri kaçtır, tuzlu ve alkali toprak ne demektir?  (Alfabenin 20. Ve 10. harfinin yan yana gelmiş hali. Bozuk Türkçenizden anladığım kadarıyla  normal değerlerini sorduğunuzu düşünüyorum 5,5. Alkali Toprak Verimli Toprak demektir. Beton ekersin    Bankası yetişir o kadar verimli yani.)
42 Kayısı ne demektir?  ( Bir yiyecek olduğunu tahmin ediyorum. Zira pahalı olması sebebiyle hiç yiyemedik.)
43 Açlık sınırı ne demektir açlık sınırı ne kadardır? (İnsanların yaklaşabilmek için can attıkları maaş birimi. Hiç yaklaşamadığım için ne kadar olduğunu bilmiyorum.)
44 Asgari ücret ne demektir ne kadardır? (İnsanların açlıktan ölme sınırında yaşamasını ama bir mucize eseri hala ölmemesini sağlayan devletin belirlediği en az ödeme tutarı)
45 Ekonomiyle ne kadar ilgilenirsin? (Param oldukça İddaa oynayacak kadar)
46 Neden … bankası?  (Çünkü Eşeğin Zkinden Dolayı)
 
 
Mr_Lonely

6 Ağustos 2012 Pazartesi

Doğmadan Ölen Aşklar

Teoman ft İrem- Bana Öyle Bakma


Hepimiz günah yüklü insanlarız.        
Hayatımız yanlışlarla dolu.
Bazen bu günahlar öyle çok büyüyor ki, cezasını çekmek için ilahi bir gücün bizi alıp ateşten kodese tıkmasını beklemek zaman kaybı haline geliyor. İşte böyle durumların bir numaralı cezalandırılma yöntemi aşk bence.
Dünyanın en akıllı insanı olabilirsin, en bağımsız, özgür insanı olabilirsin, hatta hiç bir olumsuzluktan etkilenmeyecek kadar vurdumduymaz olabilirsin. Bütün bu özelliklerin hiç kimseye aşık olmadığın zamanlar da kişiliğini yansıtıyor.

Birisini seviyorsun, sana o kadar çok uzak duruyor o kadar soğuk davranıyor ki, sanki o Miami'de güneşlenirken sen Alaska'da donmuş çişlerinle oynuyormuşsun gibi hissediyorsun.
Birisini seviyorsun, senin onu sevdiğinin farkına vardığı anda aklından geçen ilk şey, sadık bir köle kazandığını düşünmek oluyor.
Birisini seviyorsun, o kadar çok seviyorsun ki gidip konuşmaktan korkuyorsun, kaybetmekten korkuyorsun. Konuşamadıkça kendine ızdırap oluyorsun, hatta alkolle yakın arkadaş oluyorsun, ama o bunun farkına bile varmıyor.
Bazen gidip kendini ifade etme cesaretini gösteriyorsun ama karşılığında aldığın cevap dünyanı yıkmaya yetip artıyor bile...

İlk önce yüzünün şekli değişiyor, dışarıya yansıtmak istemesen de illa ki suratın asılıyor.
Sonra moralin değişiyor, arkadaş ortamlarında bile ağzından cımbızla kelime çeker oluyorlar.
Sonra fiziki yapın değişiyor, ya Angus gibi oluyorsun ya da Deve Boynu gibi.
Saçlarının rengi Beyaz Atlı Prens'in atının yelesine biraz daha yaklaşıyor.

Bütün bu cezaları çekerken içinde kalan bir umut varsa, o da işte cezanın son aşaması.
O umut sevdiğinin başkasıyla bir ilişkiye başladığını öğrenir öğrenmez yine ızdırap oluyor.

Artık gece gider yastığa sarılıp mı uyursun,
Kafanı taşlara mı vurursun,
Kıçını asfalta mı sürtersin,
Kaybettimişsindir.
Hem işlediğin günahların bir kısmının bedelini ödemişsindir, hem de sevdiğini kaybetmişsindir.
Yeni bir günah işleyene kadar da en büyük ızdırabın bu olacak.

Bazı insanlar çizginin hep kaybeden tarafında olacak kadar şanssız olmak zorunda değildi.
Arada bir kazansak iyiydi.
Belki o zaman ölümden korkmak için bir sebebimiz olabilirdi.
Belki de yaşama sevincimiz olabilirdi...


Mr_Lonely
05.08.2012

26 Aralık 2011 Pazartesi

Kuş

Geçen gün bir kuş gördüm parkta gezerken,
Aynı senin kalbime konduğun gibiydi ağacın dalına konarken.
Gözlerimi alamadım bir türlü üzerinden,
Her ayrıntısını sana benzetmeye çalışırken.
Ağzım açık kalmış havaya bakarken,
Birden aklım sen geldin yine,
Aynı senin hayatıma ettiğin gibiydi, güzel kuş ağzıma sıçarken.
Derken piyangocu geldi birden,
Dedi, "Abi bilet al istersen,
Hazır kuş üzerine pislemişken,
Belki şansın dönmüştür otururken."
Aynı senin benden faydalandığın gibiydi,
Ben her şeye inanacak kadar gerzekken.
Sonra kuş uçtu konduğu yerden,
Dönüp aşağıya bakmak aklına bile gelmemişken.
Arkasından "gitme" diye bağırırken,
Ortak yönleriniz geldi aklıma birden.
Sen de aynı kuşun kıçına benziyordun, Hayatımın içine sıçıp giderken.

25.12.2011
Mr_Lonely

10 Ekim 2011 Pazartesi

Sitem

Buradan sitem ettiğim zaman bir şeylere,
Sebebi başka yerde efendiliğimi bozmayayım diye.
İçimdeki nefreti uzay boşluğuna bırakmış gibi hissedeyim diye.
Ama kimse kusura bakmasın,
Artık prim verilmiyor efendiliğe.
Artık herkesin meyli PİÇLİĞE.
Kimse değer vermiyor artık gerçek sevgiye,
Bu devirde insanların gönlünün kıblesi,
İBNELİĞE dönmüş İBNELİĞE...

Mr_Lonely.
10.10.2011

16 Eylül 2011 Cuma

Benden Avrat Olmaz

Ödül Köşesi
Konu ile ilgili teknik bilgiler linkte.

Ben hediyeyi çok severim, iki hediye almışım hemen sevineyim dedim.

Şimdi bana deseydin ki bir günlüğüne kadın olsan falan filan, kavga ederdik Gardaaaşşşş.
Ne demeye getiriyorsun sen lafı bilelim ki ona göre neşter mi, döner bıçağımı, levye mi, altı patlar mı, bazuka mı.
Keyfimize göre hangisiyle darp edeceksek artık.
Neyse Allah'tan öyle dememişler,, ruhum aynı kalmak koşuluyla bir günlüğüne karşı cins olursam nasıl bir şey olurmuşum onu merak etmişler. (Cahil Milletvekili modu)

Eğer ruh hali değişmiyorsa, o zaman da benden bi bok olmazdı arkadaş onu kabulleniyoruz baştan.
Neyse konumuza dönelim;

180-120-180 ölçülerim olurdu ve 38 beden kıyafetin içine girmeye çalışırdım.
Kafam kadar göğüslerim olurdu, degajenin dibine vururdum ama namus timsali olarak her eğildiğimde göğüslerimi elimle kapatırdım.
Mini eteğimin boyu kilodumun boyuyla aynı olurdu, hatta altımda kilotta olmazdı, her oturduğumda ellerimle hava boşluğunu kamufle etmeye çalışırdım.
Muhtemelen 175 civarı boyum olurdu ama 35 santimlik eyfel kulesi topuklu ayakkabı giyerdim.
Makyajın dibine dibine vururdum. Yüzümü günlük olarak hırdavatçı dükkanına çevirirdim, her gün 3 kilo su bazlı plastik duvar boyasını yüzüme sürerdim. Hatta beni kesmezdi götüme bile makyaj yapardım. Sıçarken klozete güzel görünsün diye.
Kesinlikle bir sevgilim olurdu ve her gün kafatasının içinde var olduğunu düşündüğüm beynini sikerdim. Trip manyağı yapardım. Günde 10 kere mesaj atarsa beni hiç sevmiyorsun, 11 kere mesaj atarsa yeter be sıktın artık derdim. Eğer bara, cafeye götürürse niye beni evden uzaklaştırmaya çalışıyorsun, hem de böyle ezik yerlere getiriyorsun derdim, eğer evde ortam hazırlamışsa Allah'ın öküzü ne kadar cimrisin dışarıya bile çıkarmıyorsun beni derdim.
Yolda yürürken eğer yanımda sevgilim varsa, herkese kaş göz yapıp öpücük falan atardım çaktırmadan. Eğer birisi yavşamaya kalkarsa, aşkım bana asılıyor deyip kavga çıkarttırırdım. Eğer kavga sonucu sevgilim hastanelik olursa ya da hapise girerse terkederdim.
Eğer arkadaş ortamındaysam o an orada olmayanların dedikodusunu yapardım, daha sonra diğeri kalkarsa masadan herşeyi anlatıp birbirlerine düşürürdüm.
Eğer arkadaşımın sevgilisi varsa, geçen gün seninkini bir kızla gördüm deyip ayılmalarına sebep olurdum.
Altın günleri düzenlerdim, sıra bana geldiğinde herkesin kekinin içine müsil ilacı katardım.
Bir iş yapılamsı gerektiğinde hemen etraftaki güçlü kuvvetli erkeklere yavşayıp işimi hallettirirdim.

...

Neyse uzatmayalım, sonuçta diğer kızlardan hiç bir farkım olmayacakmış. Neticede benden Avrat falan olmaz arkadaş.Cinsiyetimden memnunum çok şükür. Allah memnun olmayanlara kolaylık versin.

16.09.2011
Mr_lonely